"İnsan bir ölümden korkar
bir de ölümden beter bir yalnızlıktan" demişti zamanında yazar. Hakkını
vermeliyim yazarın, zira şu sıra çok bir anar oldum bu cümleyi.
Gerçeği söylemek gerekirse ben
hiç düşünememiştim bu kadar yalnız kalabileceğimi. Sanırım cümlenin tam
anlamını ancak şu an idrak edebiliyorum. Sanki hep eksik bir şey var.
Doyamıyorum; uyuyamıyorum; gülemiyorum; hatta şöyle doya doya ağlayamıyorum
bile. Kendime çok ağır geliyorum, bir türlü kalkamıyorum düştüğüm yerden.
Güneşim çekiliyor yavaş yavaş gökyüzünden, neden hava bu kadar erken karardı?
Yoksa benim mi gözlerim kapandı.
Uzun; derin bir uykudan geçer
gibiyim: her yanım düş, her yanım ılık bir yaz esintisi. Korku sarmış uykularımı, yalnız uyanışlarımın
korkusu; gözlerimi açtığımda kimsemin olmadığının gerçeği sarmış. Gitmeyin
güzel düşlerim, kalın benimle arkadaşlarım beni bırakmayın bu yapayalnız dünyada.
Ne var, ne olur ki ben de uyanmasam, kalsam yanınızda biraz daha olmaz mı?