Bu Blogda Ara

12 Ekim 2010 Salı

KUMRAL SAÇLI GÜZEL


Akşam güneşi vururken saçlarına, sen fark etmesen de yüreğimi de katıp gittin yoluna. Güneşin batışında saçlarının dansını izledim...
Sen beni fark etmesende ben saniye saniye seni yaşadım. Ben artık görebileceğinden daha yakınındayım, ben artık içindeyim.
Aldığın nefesi hissedebiliyor, kalbinin atışını duyabiliyordum. Kumral saçlarından beyaz tenine uzandım yavaş yavaş ve oradan da kalbine sızdım. Sen ise birinin seni takip ettiğini düşünüyordun. Etrafına baktığında kimseyi göremiyordun. Çünkü ben artık içine sızmıştım.
Ben artık bir kuşkuydum. Seni ürküten ama gitmesinden de bir o kadar korktuğun sıcaklıktım. Bir anda çıkmıştım karşına, en savunmasız anında yakalamıştım seni. Tam yalnızlığında kaybolduğunu düşündüğün anda kafanda beliren bir görüntüydüm. Üzeri soru işaretleriyle dolu fakat artık korkmaktan bıktığın bir zamanda karşına çıkan biriydim. Tüm tereddütlerine hayır dedirtecek bir şey doğmuştu benim ile birlikte. Herşeyi bırakıp gitmeye hazırdın artık sende.
İşte bunları düşündüm kumral saçlı güzel, sen o kapıdan girmeden önce. Seni gördüğüm son saniye de bunları hayal ettim, sen beni tanımazken ...
                                                                                        
                                                                                                          Özak Durmuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder