Bu Blogda Ara

16 Ekim 2010 Cumartesi

YA HEP YA HİÇ



        Hep bir şeylerin başındayım veya sonundayım. Hiç ortasında yer alamadım bu hayatın. Ya doyasıya yaşamak istedim, her anından keyif alarak. Ya da ölmek istedim. Acısını, günahını düşünmeden, o an o saniye ölmek istedim. Hiç normal bir günüm olmadı.  Ya hep iyiydi, hep mutluydum. Ya hep kötüydü, hep  mutsuzdum. Ben ya hep ya da hiçtim.

      Ya durmadan konuşurdum, susunca her şey bitecekmiş gibi. Söylediklerim son sözlerimmiş gibi. Ya da susmayı seçtim, bir ölüm sessizliğinde olmayı. Konuşunca tüm sözler anlamsız kalacak gibi hissettim.

     Ben ya hep gülmek ya da hep ağlamak dedim. Ya kahkahalar atarak güldüm. Ya da tüm yüzüm kıpkırmızı olana kadar ağladım. Her şeyimi kaybetmiş gibi,
bir daha gülmeyecekmiş gibi.

    Ben ya hep sevgi dedim ya da hep nefret dedim. Ya doyasıya sevdim. Her şeyden esirgedim, her şeyden üstün tuttum. Ya da nefret ettim. O an nefretim içinde boğmak istedim. Acımı hissetsin istedim, beni öldürdüğü gibi o da ölsün istedim.

    Ben ya destansı aşklarda bir mısraydım. Ya da sonsuz yalnızlıklarda bir gözyaşı. Ya tüm kalbimi verdim. Sanki dünyada bir tek o varmış gibi sevdim, delicesine bağlandım. O varsa, ben varım. O yoksa, ben yokum dedim. Destansı bir aşkla sevdim. Ya da yalnızdım. Dünyada bir tek ben vardım. Konuşmazdım, gülmezdim, ağlamazdım. Günler hep aynı gelirdi. Çünkü ben bir günün bittiğinin, bir diğerinin başladığının farkında bile  değildim.

   Ben bir şeylerin ya başındaydım ya da sonunda. Ya hep dedim ya da hiç.

   Ya seninle yaşarım dedim, ya da sensiz ölürüm dedim…

                                                                         ÖZAK DURMUŞ

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder